Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İyi Gün

 İnsanların biraz olsun canını sıkmak gerekiyormuş. Ağızların tadı kaçmasın diye sustuğunda veyahut onların derdi, sıkıntısı bitmediğinden birşey anlatmadığında gamsız oluyormuşsun. "Zaten kendi işini kendi görüyor", "Başına buyruk, birşey denmez, baksın başının çaresine." oluyormuşsun. Meğer onları dertlerinle boğup etrafında tutmak için onlara mecburmuşsun, muhtaçmışsın gibi görünmek gerekiyormuş. Fakat bunu senden önce yapan oldu ise kimsenin sana hal hatır sormaya bile mecali kalmıyormuş." Aman derdim bana kalsın, mutluluğumu paylaşsalar yeter" dediklerin, mutluluğuna gelene kadar yok oluyormuş. Ah ne büyük ahmaklık... En sıkıntılı dönemleri kimseye duyurmadan kendi ayakları üzerinde durarak atlatanların, mutlu gününde insan aramaları ne büyük ahmaklık... 

Sevgili

Hatırlar mısın sevgili? Ruhsuz insanların yarattığı son derece estetiksiz bir sokak lambası altındaydık, uzayıp giderken ayaklarımızın altından Arnavut kaldırımları,  hüzün kaplı bir zaman dilimiydi.  Hatırlar mısın sevgili? Gecenin sabaha çaldığı bir vakitti, perşembenin cumaya aktığı,  ellerimizin ayrıldığı yerde kalmış yüreğimiz, çok geçmedi.  Gözlerde bitip tükenmeyen özlem ve aidiyet duygusuyla koştuk birbirimize.  Sanki az sonra tekrar ayrılmayacakmış gibi. Ama zamanın ne değeri var ki,  sarılıp kenetlenmiş ruhların yanında, değil mi? Bak yine şenlendi içim.  Hatıramda öyle güzelsin ki, öyle.  09.06.2020 05.59 

Koca Kız Oldun

Akşam ezanı okundu hala sokakta mısın? dediler.  Koca kız oldun artık sokakta bisiklet sürmen doğru olmaz, çatıya kaldıracağız(neden ki?) dediler. Bilye oynuyorduk, o erkek(ne sakıncası var ki), bahçenin kapısında ne işi var, gitsin dediler(kovaladılar). Ağır kızsın sen, oturaklısın maşallah(sessizdim, içime kapanık) dediler.  12 yaşındaydım, baban yok artık, büyüdün(büyüdüm) dediler. Ağlama isyan etmek olur dediler, sakinleştirici verdiler(ağlayamadım). Tüm bu seslerden biraz olsun uzaklaşabilmek için okuldan kalan tüm boş zamanları çalışarak doldurdum. Çocukluk arkadaşımla(erkek) neşe içinde çalıştığımı görünce, kız çocuğu bu, illa çalışacaksa yanımızda çalışsın dediler(ahlak bekçileri). Aşçı ol(olur, güzelmiş) dediler. İş çıkışları bir nebze düşüncelerimi dağıtmak için müzik tıngırdatan bir cafede çay içiyordum, bu saatte eğlence yerinde ne işi var?(bir işim olmak zorunda mı ki?) dediler. O sana uygun değil(ben nasılım ki?) dediler. Bir parçamı bıraktım. Kız dediğin sokakta...

Hep Yanındayım

 #hepyanındayım , ne kadarda tanıdık geliyor değil mi? bir türlü çıkaramadığımız ama pekala bir yerlerden duymuş olduğumuz, fiilen sürekliliği temsil ederken aslında sayılı vakitlere hitap eden, güveni zirvede hissettiren iki kelime. İnsanların temel ihtiyaçlarından biri de güven ihtiyacıdır. Birilerine güvenmek ve birilerinin bize güvendiğini hissetmek isteriz. Peki birine körü körüne güvenmek bize kendimizi daha mı iyi hissettirir? Bunun üzerine biraz konuşsak iyi olacak gibi. İnsanoğlu şaşar beşer. Dünki aklını bugün hala beğenen var mı? - ben varım diyenleri duyar gibiyim. Peki, geçmişte birine olan yaklaşımınızın daha iyi yada daha net, belki daha mesafeli olması gerektiğini de düşündüğünüz olmadı mı hiç? Bazı anlar vardır, uzun zamandır zihnimizin derinliklerinde saklanan hatıraların belirdiği. Tamda böyle anlarda kişi kendi düşünce ve eylemine anlam veremez bir durumda bulur kendini. Bu tür durumlar kişinin özgüveninin gereksiz boyutlara taşınmaması için oldukça verimli ve g...